“Dört gün sonra Moskova ‘dayım
Bu ayrılık da hele şükür bitiyor dönüyorum
Bu ayrılık da yağmurlu bir yol gibi arkada kalacak
Yeni ayrıcalıklar gelecek
Yenı kuyulara ineceğim
Bir yerlere gidip döneceğim” – Nazım Hikmet Ran
Tarihiyle, kültürüyle bambaşka bir yer Rusya. Avrupa’dan, Amerika’dan sonra çok daha farklı bir tarihi var. Rusya’nın başkenti Moskova denilince akla ilk Kızıl Meydan geliyor. Moksova’nın tarihi de bu meydandan şehre yayılıyor. Moskova’ya az da olsa Rus tarihini bilerek gitmek, şehri daha iyi anlamanızı ve keyifle gezmenizi sağlayacak.
Ne kadar kalalım?
Moskova’nın turistik yerlerini gezmek için 2 gün yeterli oluyor. Eğer 4-5 gününüz var ise, Moskova’dan sonra Saint Petersburg’a geçip oradan dönebilirsiniz. Moskova’ya 2, Saint Petersburg’a 3 gün ayırmanızı öneririm.
Nerede kalalım?
Moskova ve bölgeleri, yaşam alanı olarak oldukça büyük bir alana yayılmış durumda. Ancak turistik yerlerin büyük bir kısmı Kızıl Meydan ve çevresinde bulunuyor. Bu nedenle otelinizi seçerken, Kızıl Meydan’a yakın olacak şekilde seçebilirsiniz. Meydanı hem gündüz hem de akşam görmelisiniz.
Rusya vizesi nasıl alınır?
Yeşil veya gri pasaportlular için vizeye ihtiyaç duyulmuyor. Bordo pasaportunuz varsa da, Rusya vizesi almak çok kolay. Buradan gerekli tüm evraklara ve başvuru için randevu alacağınız siteye ulaşabilirsiniz. Başvurmanızdan itibaren yaklaşık 1 hafta içerisinde vizeniz çıkıyor.
Nerede yiyelim, neler yiyelim?
Bu sorunun cevabı için Moskova yeme-içme rehberine buradan ulaşabilirsiniz!
Gün gün neler yapalım?
1.gün:
Kremlin Sarayı
Kremlin Sarayı, Kızıl Meydan’ın çok yakınında. Hemen hemen yarım gününüzü alacaktır burayı tam anlamıyla gezmeniz. Saray için bileti, girişte rahatlıkla alabiliyorsunuz. Bilet ücreti 700 Ruble, güncel bilet fiyatlarını buradan kontrol edebilirsiniz. Biletinizi alırken kulaklıklı rehberi de sorabilirsiniz. Katedralleri dinleyerek gezmek çok daha keyifli oluyor. Rus tarihi hakkında da güzel bilgiler veriyor. Siz sormadığınız sürece kimse kulaklık olduğunu söylemiyor. Ben de tesadüfen, Kremlin’de gezmeye başladığımda, bir turistte görüp öğrendim. Tekrar girişe dönüp kulaklık rehber satın aldım. 300 Ruble karşılığında satın alabiliyorsunuz.
Kremlin içerisindeki büyük bir kısım halkın ziyaretine kapalı durumda. Gezilebilen yerlerde, ilk önce Katedral Meydanını ve çevresinde 4 katedrali göreceksiniz. Katedral Meydanı, Kremlinin merkezidir. Kremlin Katedralleri; Başmelek Katedrali, Meryeme Müjde Katedrali, çarların ve imparatorların taç giyme törenlerinin düzenlendiği Uspenski Katedrali bu meydanda bulunuyor. Meydan’daki bir diğer bina olan, Büyük Ivan Çan Kulesi dönemin en yüksek binasıymış. Çan Kulesi’nin diğer tarafında, 200 tondan fazla ağırlığa sahip olan dünyanın en büyük çanı olan “Çar Çanı” bulunuyor.
Kremlin’in içerisinde Rus tarihi ve kültürünü görebileceğiniz çok güzel bir müze var: Armory Museum. Burası için gelmeden en az bir hafta öncesinde internet sitesinden bilet almalısınız. Çünkü Armory Museum için yalnızca belirli bir sayıda bilet satışı yapıyorlar. Bileti alırkende bir saat aralığı seçip o saat aralığında Müze’de olmanız gerekiyor. Ancak gittiğimde gördüğüm kadarıyla, o güne ait bir biletiniz olduğu sürece saat konusunda çok katı değiller. Bu müzenin giriş ücreti de 700 Ruble. Armory Museum için güncel bilet fiyatlarına bakmak ve bilet satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Armory Museum içerisinde, özellikle Çarlık dönemine ait kıyafetlerin olduğu bölüm çok etkileyici. Kadınlar çok küçük yaşta evlendikleri için, kıyafetlerin belleri incecik. Müze içerisinde, mücevherlerin sergilendiği bir bölüm de var. Bu bölümü gezmek için ekstra bir ücret ödemeniz gerekiyor.
Kızıl Meydan
Kızıl Meydanı, kızıl yapan Kremlin Sarayı’nın duvarları ve Devlet Tarihi Müzesi. Kızıl Meydan’a çıktığınızda, bir tarafınızda Kremlin duvarları, bir tarafınızda GUM alışveriş merkezi, bir tarafınızda da Aziz Vasili Kilisesi’ni göreceksiniz.
Kremlin’in kırmızı duvarları dışında, buraya Kızıl Meydan denmesinin birkaç sebebi daha var. Meydanın adı ‘güzel’ anlamına gelen ‘krasni’ sözcüğünden türemiş. Bu sözcük sonralarda ‘kızıl’ anlamında kullanılmaya başlanmış. Burada çok fazla katliam gerçekleşmiş. Bu sebeple de Kızıl Meydan deniliyor.
Lenin Mozolesi de, Kızıl Meydan’da bulunan bir başka önemli yapı.
Aziz Vasili Katedrali
Moskova yazdığınızda karşısınıza çıkacak ilk fotoğraf, Aziz Vasili Kilisesi’nin fotoğrafı olacak. Rengarenk soğanlara benzeyen kuleleriyle gördüğüm en farklı mimariye sahip kiliselerden biri burası. Bu mimari, Rus Ortodoks mimarisinin en iyi örneklerinden biri olarak biliniyor. 16. Yüzyılda, Rusların en bilinen Çarı Korkunç İvan, Kazan’ı fethetmesinin şerefine bu katedrali yaptırmış. Burasının bir İtalyan Mimar tarafından yapıldığına inananlar var. Yukarıda da bahsettiğim gibi Korkunç İvan, ruh sağlığı çok yerinde olmayan bir Çarmış. Korkunç Ivan, kiliseyi gördüğünde çok beğenir. Bu kadar güzel bir yapının bir benzerinin farklı bir ülkede yapılmasını istemediğinden İtalyan mimarın gözlerinin oyulmasını emretmiş. Ancak gerçekte, burayı iki Rus mimarin yaptığı söyleniyor.
GUM Alışveriş Merkezi
Aslında “Gum”, alışveriş merkezlerine verilen genel bir isimmiş Rusya’da. Çok güzel bir mimarisi var. İçeriye girdiğinizde mağazalardan çok tavanlara ve bina içerisindeki köprülere hayran kalacaksınız. Burayı gezerken, Rusların pek sevdiği dondurmadan da almayı unutmayın. Buradaki dondurma, dondurulmuş yoğurt kıvamında diyebilirim. Bir de renkli meyve suları var. Benim damak tadıma göre değil ve aşırı tatlı bir içecek. Ancak yine de denemek isterseniz, GUM içerisinde bu renkli meyve sularının satıldığı bir yer de mevcut.
GUM binası akşam ışıl ışıl oluyor. Kızıl Meydan’a hava karardıktan sonra geldiğinizde, Gum’un ışıklandırmasına hayran kalacaksınız.
Bolşoy Tiyatrosu
Neredeyse 250 yıllık bir binanın önünde duruyorsunuz: Burası Moskova’nın ünlü tiyatro salonu. Yıllardır Bolşoy Tiyatrosu’nda, opera ve bale gösterileri sergileniyor. Maalesef benim gittiğim Eylül ayında, sezon olmadığı için kapalıydı ve gösteriler yoktu. Biletlere ve gösterilere buradan ulaşabilirsiniz.
2. gün:
Metro Turu
Moskova’daki metro istasyonları “Yeraltı Sarayları” olarak tanımlanıyor. Bu tanımın ne kadar doğru olduğunu gezerken kendi gözlerinizle göreceksiniz. Yıllar boyunca hem iç savaş yaşamış, hem de Dünya Savaşları’nın baş oyuncularından biri olmuş Rusya için, metro istasyonları birer sığınak haline gelmiş. Bu sebeple, her biri özenle inşa edilmiş. Hatta bir kısmı savaş dönemlerinde hastane gibi amaçlarla da kullanılmış.
Metro haritasına baktığınızda, tam ortada kahverengi yuvarlak bir hat göreceksiniz. Rivayete göre, Stalin kahve bardağını Moskova haritasının üzerine koymuş ve harita üzerinde yuvarlak kahve izi çıkmış. Sonrasında, metro hatlarının bu şekilde düzenlenmesini istemiş. Metro haritasına baktığınızda iç içe geçmiş yuvarlakları görebilirsiniz. Tüm aktarmalar, en içte bulunan kahverengi çemberdeki (Stalin’in kahve izi) hatlar üzerinden yapılmaktaymış.
En güzel metro istasyonlarına gelirsek:
- Kiyevskaya
- Mayakovskaya
- Electrozavodskaya
- Komsomolskaya
- Arbatskaya
- Tverskaya
- Novoslobodskaya
- Belorusskaya
- Aploschad Revolyutsii
Metro istasyonlarında göreceğiniz pek çok Lenin görseli, önceden Stalin’in resmiymiş. Aşağıdaki duvar mozaiği de bunlardan biri. Stalin’in diktatörlük dönemi sona erince, Stalin resimlerinin ve mozaiklerinin hepsi Lenin olarak değiştirilmiş.
Metroları kendiniz de gezebilirsiniz ancak tavsiyem bir turla gezmeniz. Bunların en güzeli de, ücretsiz olarak katıldığınız, turun sonunda da dilediğiniz kadar ödeme yaptığınız turlar. Bu turların rehberleri genelde öğrenciler veya şehrini başkalarına da anlatma tutkusu olan insanlar oluyor. Ben Strawberry Tour’un metro turuna katıldım. Katılım için ücretsiz olarak bu siteden dilediğiniz güne kayıt yaptırabilirsiniz. İnternet üzerinden farklı tur şirketlerinin de turlarına göz atabilirsiniz. Sabah saat 10.30’da Epiphany Kilisesi önünde rehberiniz ve grubun geri kalanıyla buluşuyorsunuz. Rehber elinde çilekli bir şemsiye taşıyor olacak, bu şekilde tanıyabilirsiniz. Tur yaklaşık 2 saat sürüyor.
Arbat caddesi
Turun son durağı Arbatskaya. Bu duraktan çıktığınızda 5 dk yürüdükten sonra Arbat caddesine ulaşacaksınız. Burayı İstanbul’un İstiklal caddesi gibi düşünebilirsiniz. Tam bir alışveriş caddesi. Birçok mağazanın yanı sıra, öğle yemeği için de pek çok alternatif var. Cadde üzerinde Puşkin’in evi’ni de görebilirsiniz
Nazım Hikmet Ran / Novodeviç mezarlığı
Novodeviç mezarlığında hem Rusya’dan hem de Dünya’dan önemli isimlerin mezarları var. Biz Nazım Hikmet’in mezarını görmeye gitsek de, mezarlığa gittiğinizde Rusya eski başkanı Boris Yeltsin gibi ünlü isimlerin mezarlarını da görebilirsiniz. Mezarların üzerinde, ölen kişinin hayatını tasvir eden heykeller göreceksiniz. Bu sebeple bildiğimiz mezarlıklardan biraz daha farklı diyebiliriz. Cenova’daki Staglieno mezarlığı da bu şekilde.
Nazım Hikmet’in büyük aşkı, “Saçları saman sarısı, kirpikleri mavi” karısı Vera’nın külleri de, Nazım Hikmet’in mezarının hemen yanında duruyor.
“Gelsene dedi bana, kalsana dedi bana, gülsene dedi bana, ölsene dedi bana.
Geldim, kaldım, güldüm, öldüm.” – Nazım Hikmet Ran
Kurtarıcı İsa Katedrali
Mezarlıktan sonra, mezarlığın giriş kapısının karşısındaki otobüs durağından, M3 numaralı otobüse binerek 20 dakika içerisinde Kurtarıcı İsa Katedrali’ne ulaşabilirsiniz. Bu katedralin içi gerçekten çok güzel. Güzel havalardan Kızıl Meydan’dan veya Arbat caddesinden yürüyerek de gelinebilecek bir mesafede. Orijinali Stalin döneminde, önce büyük bir Sovyet Sarayı yapımı için yıkılmış. Sonrasında bu sarayın yapımına kaynak yetersizliği nedeniyle başlanamıyor ve yerine halka açık büyük bir yüzme havuz yapımına karar veriliyor!
Komünizmin çöküşünden sonra, 1990’ların başında ise yeniden aynı yerine inşa ediliyor. Bu kadar yeni bir yapı için oldukça güzel! Bu kilise aynı zamanda 103 metre uzunluğu ile dünyanın en yüksek Ortodoks Hristiyan kilisesiymiş.
Serçe Tepesi
Novodeviç mezarlığından taksiyle yaklaşık 5 dakika, merkezden ise yaklaşık 20-25 dk mesafedeki serçe tepesine akşam gelmek çok daha keyifli olacaktır. Burası şehrin en yüksek noktalarından biri ve en güzel Moskova manzarası görebileceğiniz yer. Tam arkanızda göreceğiniz Moskova Devlet Üniversitesi, “7 Kız Kardeşler Mimarisi”nin en güzel örneklerinden biri. Moskova’da bu yapıda 7 bina var. Bu yapılardan en bilinenleri ve şehir merkezine en yakın olanları Moskova Devlet Üniversitesi’nin ve Radisson Otel’in binaları.
Bu binaların yapımı Stalin dönemine dayanıyor. Yedi Kız Kardeş, Moskova’da 1947-1953 yılları arasında inşa edilen yedi gökdelene verilen isimmiş. Bu mimari, Stalinist mimari olarak da adlandırılıyor. Stalin, bu mimari ile yapılacak 7 binanın temellerinin aynı gün ve hatta aynı saatte atılmasını (7 Eylül 1947, 13.00) ve o gün kentteki diğer tüm inşaat çalışmalarının durdurulmasını istemiş. Bu tarih ve saat, yıldızların konumunun çok iyi olduğu, astrolojik açıdan enerjinin çok yüksek olduğu bir gün ve saatmiş. Stalin’in evrenin enerjisine inandığını öğrendiğimde biraz şaşırdım. Ama inanıyormuş ve özellikle aynı anda bu 7 binanın temelinin atılmasını istemiş. 7 binanın yapımı bittiğinde, yapıların tam ortasına Sovyetler Sarayı yaptırma planı varmış. Binaların, inşa edilmesi planlanan Sovyetler Sarayı’nı koruyacağına inanıyormuş. Ancak Stalin’in hükmü ve ömrü buna yetmemiş.
* Ulusal Ekonomik Başarılar Sergisi (VDNKh) *
Bu bölümü yıldızladım, çünkü başka hiçbir blogda görmediğim bir yer burası. Bir arkadaşım keşfedip önerdi, fotoğraflarını gösterdi. Moskova’ya gidenlerin mutlaka gitmesi gereken yerlerden biriymiş. Ben kaçırdım, bir dahaki gidişimde mutlaka listeme ekleyeceğim.
Burası neresi derseniz; jeolojiden uzay araştırmalarına, Sovyetlerin üzerinde çalıştığı çeşitli endüstrileri anlatan bir tema parkı diyebilirim. 1939’da inşa edilen VDNKh, sosyalist ekonomi ve yaşam tarzının anlatmak amacıyla kurulmuş. Örneğin, Ruslar tarafından uzaya gönderilen Sputnik uzay gemisinin anısına dikilmiş bir anıt, görülecek şeylerden yalnızca bir tanesi. Ulaşmak için metro kullanabilirsiniz: VDNKh istasyonu parkın içerisine çıkıyormuş.
Hediyelik neler alınır?
* Üzeri bebek resimli bu çikolatalar Rusya’nın meşhur bir çikolatasıymış. Arbat caddesi üzerinde bu çikolataların satıldığı dükkanı gözden kaçırmanız mümkün değil!
* Tabii ki matruşkalar oldukça meşhur. Hemen hemen tüm hediyelik eşya dükkanlarında bulabilirsiniz.
* Kehribar (Amber) ve malakit taşları Rusya’daki popüler hediyelik eşyalardan. Malakit çok yaygın olmasa da, kehribar taşından yapılan pek çok takıyı rahatlıkla bulabilirsiniz.
Ek Not: Kiril Alfabesini Anlama
Kiril alfabesinde harfleri az çok latin harflerine benzetebilsek de, tamamıyla anlamak oldukça zor. Özellikle metro istasyonlarını ve menülerdeki yemek isimlerini (çoğu yerde Latin harfleri kullansalar da) anlamakta zorluk yaşayabilirsiniz. Ben şu şekilde çözdüm: Google Translate Kamera Özelliği. Google Translate çeviri aracını kullanmak oldukça kolay, normalde websitesi üzerinden herhangi bir dilde yazdığınız kelimeyi Türkçeye çevirebiliyorsunuz. Tabii bizim durumumuzda alfabe kiril alfabesi olunca bu mümkün olmuyor. Ancak Google Translate telefon uygulamasında kamera özelliği var, kamerayı açıp çevirmesini istediğiniz yazıyı kameraya tuttuğunuzda size direk çevirisini gösteriyor. Uygulamanın Ios (Iphone) linki için buraya, Android (Google Play) linki için buraya tıklayabilirsiniz. Her şeyi tamamen düzgün çeviremese de, genel olarak yazılanla ilgili bilginiz oluyor 🙂
Moskova Türkiye’ye oldukça yakın, çok zengin tarihi olan bir şehir. Rahatlıkla 2-3 günde keyifle gezilecek, tam bir uzun haftasonu rotası. Umarım en yakın zamanda sizler de planlarınıza eklersiniz,
Diğer yazılarım için seyahatlerim sayfasına bakabilirsiniz,
Sevgiler,