Seyahat etmeyi çok seviyorum, plan yapmayı da aynı şekilde. Yıllardır, gittiğim yerlerde sevdiğim restaurantları, beğendiğim sokakları haritalar üzerinde işaretleyip sakladım. Bu planları yapmaya başladığım ilk seyahatim de Viyana ’ydı diyebilirim. Bu sebeple Viyana benim için özel şehirlerden birisidir.
Viyana bir çok kez dünyanın en yaşınılabilir şehri seçilmiş. Uzun yıllar boyunca Habsburg Hanedanlığı’nın başkenti olduğu için, birçok saray gezeceğiniz, altın tabaklara, porselen bardaklara ve devasa salonlara “bu nasıl bir zenginlik” diye bakacağınız bir şehir burası.
Viyana ’ya Maria Theresa, Sisi ve Franz Joseph isimlerini bilerek giderseniz çok daha keyif alacağınızdan emin olabilirsiniz. Haklarında keşke biraz daha bilgim olsaydı dediğim üç ismi size çok kısaca anlatayım. Şehrin birçok yerinde onlara dair izler bulacaksınız.
Kısaca tarihteki önemli kişiler
Maria Theresa:
Habsburg Hanedanlığı’nı 1740-1780 tarihleri arasında yöneten imparatoriçedir. 16 çocuğu varmış ve her birini, farklı farklı krallıkların prensleriyle evlendirmiş. Tabii ki daha güçlü olmak için. Fransa’ya gelin giden, “Ekmek bulamayan pasta yesin” sözüyle tanıdığımız Marie Antoinette de, Maria Theresa’nın çocuklarından biri.
Kral Franz Joseph:
Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun en sevilen kralıymış. 1848’de tahta çıkmış ve ölümüne kadar tam 68 yıl tahtta kalmış.
Kraliçe Sisi:
Kral Franz Joseph’in karısı Sisi, hayatı boyunca evliliği sebebiyle hep üzüntü yaşamış. Ancak buna rağmen hep özgür ve cesurmuş. Habsburg Hanedanlığı’nın sıkı kurallarından bunalan ve mutsuz bir evliliği olan Sisi, sürekli seyahatler etmeye başlamış. Sisi Müzesinde, seyahatlerini yaptığı tren vagonunun iç mimarisini görebilirsiniz. Sisi çok zayıf bir kadınmış, gün içerisinde yediği tek yemek iki kilo etin püre haline getirilmesiyle hazırlanan bir tür çorbaymış.
Halk tarafından da çok seviliyormuş. Hem halk tarafından çok sevildiği hem de bir dönem çok zayıf olduğu için Prenses Diana’yı Kraliçe Sisi’ye benzetenler varmış. Sisi’ye suikast düzenlenmiş ve sırtından bıçaklanarak öldürülmüş. Suikaste kurban gitmesi onu halkın gözünde kahraman yapmış. Sisi’nin öldürüldüğü bıçağı Sisi Müzesi’nde göreceksiniz. Sisi ile ilgili daha detaylı bilgiler için, çok yalın bir dille yazılmış yazıya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Ne zaman gidelim?
Viyana ’ya Noel zamanı gitmek inanılmaz keyiflli. Çünkü Noel pazarları şehri tamamen değiştiriyor. Her yerde karşınıza süslemeler, küçük dükkanlar çıkıyor. Sokakta yerel yemekleri tadabileceğiniz de bir sürü yer oluyor. Özellikle Rathaus’un (Belediye Binası) önündeki Noel pazarı çok güzel! Noel pazarları genelde Aralık’ın ilk haftası açılıp, Noel gecesi de bitiyor. Gitmeden Noel pazarlarının tarihlerini bu siteden kontrol edebilirsiniz. Bu sitede hem hangi şehirlerdeki Noel pazarları daha ünlü onu görebilirsiniz, hem de Noel pazarlarının hangi tarihlerde kurulduğunu. 2019 yılı için Viyana’da 15 Kasım-26 Aralık arasında pazarlar kurulacakmış. Planlarınızı Noel pazarını kaçırmayacak şekilde yapmalısınız!
Nerede kalalım?
Gelelim konaklamaya; Biz Hotel Schweizerhof’da kaldık. Konum olarak çok iyi ancak biraz eski bir otel. Hatta Booking’deki yorumlardan birinde, oteldeki halıların ikinci dünya savaşından kalmış olduğuna yönelik bir iddia var. Çalışanların tümü ortalama 60 yaşında. Burası hem konumu hem de kahvaltısıyla seçenekleriniz arasında yerini alabilir. Yurtdışındaki otellerde ettiğim en güzel kahvaltılardan birisini burada ettim diyebilirim. Kahvaltıda somondan tutun şampanyaya, binbir çeşit ürün var. Her sabah kahvaltıda, farklı bir pasta servis ediyorlar.
Genel olarak, Aziz Stefan Katedrali ve çevresi akşamları da yürüyerek gezmek için çok güzel bir bölge, konaklama için de pek çok seçenek var. Bu sebeple otel tercihlerinizi bu çevrede yapabilirsiniz.
Nasıl ulaşalım?
İstanbul’dan uçuş yaklaşık 2 buçuk saat sürüyor. Havaalanından şehir merkezine ulaşım ise oldukça kolay: CAT adını verdikleri hızlı trenle yaklaşık 20 dk’da ulaşabilirsiniz. Ya da S-Bahn U-Bahn metro hatlarını kullanabilirsiniz. Bu metro hatları CAT hızlı trenine göre daha ucuz. Bunlar da yaklaşık 45 dk. Sürüyor.
Şehir içi ulaşım:
Şehir içi ulaşımda da “The Vienna Card” satın alınabilir. “72 hours Vienna” kart ile 72 saat boyunca tüm toplu taşımaları kullanabiliyorsunuz. Üzerine kullandığınız ilk günün tarihini yazmayı ve kartınızı ilk kullanışınızda makinelere okutmayı unutmayın. Kontrole denk gelmedik ancak her Avrupa ülkesinde olduğu gibi Avusturya’da da bunun cezası baya yüksek. Kartı almadan önce gideceğiniz müzelere karar vermelisiniz. Çok fazla müze gezmeyecekseniz, bu kartı almak mantıklı olmayabilir. Ayrıca öğrenciyseniz, hemen hemen her müzede öğrenci indiriminden faydalanabilirsiniz.
Ne yiyelim?
Demel Pastanesi:
Demel Pastanesi, Viyana’nın ünü tüm dünyaya yayılmış pastanelerinden biridir. Ancak yer bulmak imkansız. En meşhur lezzetlerinden biri de Apfelstrudel’dir. Bir fincan kahve eşliğinde nefis tatlıların tadında bakabilir ve gerçek Viyana ile tanışabilirsiniz. Kohlmarkt 14, A-1010
Figlmühler:
Viyana ’da şinitzel yiyebileceğiniz en meşhur restaurant. En az 2-3 hafta öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Kendi siteleri üzerinden bunu kolaylıkla yapabilirsiniz, buraya tıklayarak rezervasyon yapabileceğiniz sayfaya ulaşabilirsiniz. Pasajın içinde küçük bir restaurant bir sokak yanında ise büyük bir restaurant var. İkisi de Figlmühler’e ait ancak pasajın içindeki ilk açılan restaurant’ları. Lezzet tamamen aynı. Şinitzeli domuz dana ve tavuk olarak tercih edebilirsiniz. Biz üç kişi olduğumuzdan tatmak amacıyla üçünü de söyledik. Yanına tabiki patates salatası ve bira. Şinitzel 14.9 euro, patates salatası ise 4.7 euro.
Mozart likörü ve Mozart çikolatası:
Mutlaka tadılmalı. Hediyelik için de iyi bir fikir.
Manner Gofreti:
Çok lezzetli bir gofret. Dokuz kat gofretin doğduğu yer burası. Türkiye’de de var ancak Aziz Stephan katedraline yakın hediyelik mağazası çok güzel. Gofretin markası Manner ile ilgili çok güzel hediyelikler var.
Gerstner:
Eski güzel bir cafe, yolunuzun üzerinde bir kahve için burayı tercih edebilirsiniz.
Café Leopold Hawelka:
Meşhur cafelerinden bir tanesi. Yer bulanlar kendilerini şanslı hissedebilirler, oldukça kalabalık bir cafe.
Gün gün neler yapalım?
1.gün
Anker Saati
Otele de yakın olması sebebiyle ilk Anker Saati’ni görerek güne başlıyoruz. Aziz Stephan Kathedraline yakın bu saat, iki binayı birbirine bağlayan bir köprü üzerinde. Üzerinde Maria Theresa’nın ve tam olarak kim olduklarını bilmediğim farklı kişilerin figürleri var. Saat başı bu figürler hareket ediyor.
Aziz Stephan Katedrali
Aziz Stephan Katedrali Viyana’nın merkezinde bulunmaktadır. 1147 yılında inşa edilmiştir. Viyana’nın en önemli simgesi Aziz Stephan Katedralidir.
Stephanplatz
Otelimiz Katedralin bulunduğu Stephanplatz’a çok yakın olduğu için önce burayı gezdik. Kışın bu meydana çok güzel bir Noel pazarı kuruluyor.
Meydanda Mozart kıyafetli kişiler göreceksiniz. Bunlar Opera için bilet satıyorlar. Operalardan bazıları kiliselerde bazıları ise opera binasında gerçekleşiyor. Tavsiyem böyle bir planınız varsa gitmeden önce internetten bilet almak. Çok fazla talep olduğundan erken almak en mantıklısı olacaktır. Opera için biletlere bu siteden ulaşabilirsiniz.
Manner Gofreti Viyana ’da çok meşhur, çok da lezzetli bir gofret. Türkiye’de bazı marketlerde bulabiliyoruz. Stephanplatz’a yakın bir mağazası var, çok renkli bir mağaza. Hediye almak için de çok güzel paketler hazırlamışlar.
Graben Caddesi
Stephanplatz’ın köşesinde iki cadde kesişiyor. Biri Graben caddesi, Hofburg Sarayı’na bu yol üzerinden keyifle yürünebilir. Graben caddesi üzerinde Kohlmarkt’a dönmeden önce sağda büyük bir kilise göreceksiniz. Saint Peter Kilisesi’nin içi de çok ihtişamlı. Geçerken görülmesi gereken bir kilise. Graben caddesini bitirip sağa Kohlmarkt’a döndükten sonra zaten tüm ihtişamıyla Hofburg Sarayı sizi karşılıyor olacak. Meydanı geçip içeriye girdiğinizde sarayın ne kadar büyük olduğunu anlayacaksınız. Ve karşısınıza, şık giyimli arabacıların kullandığı faytonlar çıkacak.
Kantner Caddesi
Büyük caddelerden bir diğeri de Kantner Strabe: bu caddede de çok güzel mağazalar var. Ayrıca Viyana’nın meşhur tatlısı sacher torte’yi yiyebileceğiniz en iyi yer olan (Aynı zamanda otel) Sacher Otel’i yine bu caddede bulabilirsiniz.
Maria Theresien Platz
Maria Theresa’dan yukarıda bahsetmiştim. Bu meydana da kendisinin adı verilmiş. Bu meydandan düz devam ettiğinizde bir çok müzenin olduğu bir yere geliyorsunuz. Müzeler bu şehirde sonsuz. Müzelerin olduğu bölge ise Museumplatz olarak geçiyor.
Rathaus
Rathaus belediye binası demekmiş. Çok görkemli bir bina, özellikle geceleri ışıklandırmaları çok güzel. Noel dönemi Rathaus önünde kurulan Noel pazarı Viyana ’dakilerin içinde benim en çok beğendiğim. Viyana’nın en önemli binalarından biri olan Rathaus’da balolar, etkinlikler oluyormuş.
2. gün
Hundertwasser Haus
Hundertwasser Hause Kegelgasse üzerinde bulunan ve çok farklı mimaride bir bina. Zaten binayı fark etmemek mümkün değil. İçerisi gezilebilecek bir yer değil, içeride yaşayanlar var J Ancak avlusuna girip bakabilirsiniz. Ayrıca binanın tam karşısında hediyelik eşya satan dükkanların bulunduğu çok şirin bir pasaj var. Binayı tasarlayan Hundertwasser, tasarımı karşılığında hiç para almamış. Yeterki çirkin binalar yapmayın demiş. “Bazı insanlar evlerin duvarlardan oluştuğunu söylüyor, ben ise evlerin pencerelerden oluştuğunu söylüyorum” demiş kendisi. Bu binayı da “pencerelerin haklarının olduğu ilk ev” olarak tanımlamış.
Belvedere Sarayı
Belvedere Sarayı’nda, Climt’in en meşhur eseri “The Kiss” sergileniyor. The Kiss’i görmek için Belvedere Sarayı’nın “Yukarı Belvedere” kısmını ziyaret etmelisiniz.
Belvedere Sarayı, Viyana’ya gelenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerden biri. Sarayın “Aşağı Belvedere” kısmında ise dönemsel sergiler oluyor.
Hofburg Sarayı
Sarayı ziyaretçiler için Imperial Silver Collection, Sisi Museum ve Imperial Apartments şeklinde üç farklı bölüme ayrılmış. Kraliçe Elisabeth, nam-ı diğer Sisi’den yukarıda bahsetmiştim. Sisi’nin öldürüldüğü bıçağı da müzede görmek mümkün. Müzenin giriş kısmındaki Hanedanlığa ait bir sürü porselen tabaklar bardaklar var. Zamanınız yoksa burayı hızlı geçebilirsiniz, çünkü Sisi ile ilgili bölümleri gezmek daha keyifli.
Hofburg Sarayı yalnızca gündüz değil, akşamları da çok ihtişamlı bir saray. Bir akşam yürüşünüzde burayı tekrar ziyaret edebilirsiniz. Habsburg Hanedanına ait bu sarayı gezmek günlerinizi alabilir.
Müzenin giriş kapısından meydana doğru devam ettiğinizde sağda bir cafe var. Orada Mozart kahvesi de içebilirsiniz. Mozart kahvesi, yanında Mozart likörü ile birlikte geliyor.
3.gün
Schönbrunn Sarayı
Merkezden yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Schönbrunn Sarayı, Habsburg Hanedanlığı’nın “yazlık” sarayı olarak biliniyor. U4 hattına binip Schönbrunn durağında inerek saraya kolayca ulaşabilirsiniz. Saray her gün 8:30’da açılıyor. Kapanış ise yaz dönemi 6:30, Nisan-Haziran arası 17:30, Eylül-Ekim 17:30, Kasım-Mart arası ise 17:00’ye kadar açık. Açılış ve kapanış saatlerini bu siteden kontrol edebilir ve bilet satın alabilirsiniz.
Şehrin dışında olduğu için o güne farklı bir program koymamanızı tavsiye ederim. Özellikle bizim gibi kış aylarında giderseniz, atkı bere ne varsa takın çünkü burası şehirden çok daha soğuk. Saray’ın içinde bir hayvanat bahçesi bile var. Panda sevenler için, buradaki hayvanat bahçesinde bir panda da göreceğinizi de söyleyeyim.
İki tur seçeneğiniz var: 22 odayı kapsayan Imperial Tour ve 40 odayı kapsayan Grand Tour. Kararınızı önceden verip biletinizi girişte ona göre almanız gerekiyor. Eğer sıra beklemek istemezseniz, önceden buraya tıklayarak biletiniz alabilirsiniz. Biz Imperial Tour yaptık, ancak turun sonunda (sanırım dışarıdaki havanın da oldukça soğuk olması nedeniyle) devam edebilirmişiz dedik. Çok güzel bir saray, siz de zamanınıza bağlı olarak küçük ya da büyük turu seçebilirsiniz.
Prater Lunapark
Prater Lunapark’ının en meşhur oyuncağı “dönme dolap”. 2016 yılında 250. yılını kutlayan dönme dolapta, bildiğimizden çok daha büyük kabinler var. Hatta bazı kabinlerin içerisinde yemek yemek bile mümkün.
Kışın giderseniz, sis sebebiyle görüş mesafeniz maalesef kötü olabilir. Ancak güzel bir havada, özellikle akşam Viyana’yı ışıklı görmek için burası çok doğru bir tercih olur. Yemekli kabinler ise genelde evlilik teklifi, yıldönümü kutlaması tarzında özel etkinlikler için rezerve ediliyormuş. Ben bir evlilik teklifine şahit oldum. Bakalım sizin şansınıza neler olacak.
Noel zamanı gidilecek en güzel şehirlerden biri olan Viyana ’yı en yakın zamanda görmeniz dileğiyle.
Diğer yazılarım için seyahatlerim sayfasına bakabilirsiniz. Ayrıca tüm seyahatlerimde paylaşım yaptığım instagram hesabımı da takip etmeyi unutmayın.
Sevgiler,
Pırıl