İngilizce Cologne şeklinde yazılan Köln, ismini kolonyaya vermiş bir şehir (Köln – Cologne – Kolonya). E haliyle, kolonyasıyla ve mis gibi parfümleriyle meşhur bir şehirdeyiz. Dünya’daki ilk kolonya 1700’lerde Köln’de imal edilmiş. “Eau de Cologne” (Kolonya suyu), adını doğduğu şehir Köln’den almış.
Düsseldorf’la başlayıp, trenle sadece 1 buçuk saat mesafedeki Köln ile devam edebilirsiniz. Köln de tıpkı Düsseldorf gibi Ren nehrinin ikiye ayırdığı bir şehir. Almanya’da Türklerin en yoğun yaşadığı ikinci şehir.
Almanya’nın dördüncü büyük kenti olan Köln, yıl içerisinde pek çok festivale de ev sahipliği yapıyor. Gelmeden önce tarihlerine mutlaka bakın.
Ne zaman gidelim?
Almanya benim en çok üşüdüğüm ülkelerden biri. Bir İzmirliye sıcak gelen şehir bulmak zordur. Ancak İzmirlilik bir yana, Almanya’daki hemen hemen tüm şehirler kış aylarında inanılmaz soğuk. Eminim bu hislerimi paylaşan birçok kişi vardır. O yüzden önerim Mart – Ekim ayları arasında gitmeniz olur.
Ama derseniz ki kışın gideceğiz, o zaman seyahatinizi festival dönemine denk getirebilirsiniz. Festival şehri dedik. En meşhur festivali her yıl 11.11’de gerçekleşen “Köln Festivali”.
Kasım’da da gidemiyorum derseniz, o zaman Aralık ayında Noel pazarlarının kurulduğu haliyle rengarenk görebilirsiniz Köln’ü. Avrupa’nın her şehrine ayrı bir hava katıyor Noel pazarları. Beklemediğiniz sokakların sonunda kocaman Noel pazarları karşınıza çıkıyor. Her yer süslü, her yer yeni yıl ruhuyla kaplanmış.
Geriye kaldı Ocak ve Şubat. 11. Ayın 11. Gününde başlayan festivalin aylarca devam ettiğini söylesem inanır mısınız? 11.11’de başlayıp Noel zamanı ara verilen festival, Noel bittikten sonra yeniden başlıyormuş. Siz en iyisi buradan, Köln’deki ve hatta çevredeki diğer şehirlerdeki festivalleri bir inceleyin. Eminim gideceğiniz zamanda denk gelen bir festival bulacaksınız.
Nasıl ulaşalım?
Eğer ilk durağınız Köln ise, Köln-Bonn Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşmak için, havaalanından binebileceğiniz S1 numaralı veya RE8 numaralı trenlerle şehir merkezine hızlıca ulaşabilirsiniz. Havaalanı şehir merkezine oldukça yakın.
Taksiye binmek isterseniz de, havaalanından merkez yaklaşık 35-40 € tutuyor. Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi, Köln’de de taksicilerin büyük bir çoğunluğu Türk.
Eğer farklı bir şehirden tren ile Köln’e ulaştıysanız, Köln Katedrali’nin tam yanındaki merkez istasyonda ineceksiniz (Köln Hauptbahnhof). Direk olarak şehir merkezine ineceğinizden dilediğiniz yere yürüyerek veya istasyon önünden kalkan taksilerle kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Köln’de gezilecek yerlerin çoğu yürüme mesafesinde olduğu için şehir içi ulaşımda toplu taşıma kullanmanıza gerek olmayacaktır. Gezeceğiniz yerlere yürüyerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Ne kadar kalalım?
Düsseldorf gibi, Köln’ü de rahatlıkla bir günde gezebilirsiniz. Hatta Köln’den sonra rotanıza bir de, eski başkent Bonn’u eklemenizi tavsiye ederim. O da bir sonraki yazıda! Böylece 3 günlük güzel bir “uzun haftasonu” gezisi yapmış olursunuz.
Bir gün yeterli, en fazla iki gününüzü ayırmalısınız. Eğer bir günden fazla kalacaksınız, Ludwig Müzesi, Roma-Germen Müzesi gibi çok güzel müzeler var. Onları gezmenizi tavsiye ederim. Özellikle dikkat etmeniz gereken şey Pazar günleri hiçbir mağaza açık değil. Bu sebeple şehir çok sessiz oluyor. Şehrin Pazar günleri de hareketli olduğu tek dönem Noel dönemi. Onun dışında, seyahatinizi mümkün olduğunca Pazar günü dışındaki günlere denk getirmenizi tavsiye ederim.
Neler yapalım? Köln’de 1 gün:
Köln Katedrali (Kölner Dom)
Tren istasyonundan indiğimizi varsayıyorum. Çıkar çıkmak karşınızda Köln’ün en meşhur yapısı, gotik mimari örneği olan Köln Katedrali’ni göreceksiniz. Almanya’nın ikinci, dünyanın ise üçüncü büyük katedraliyle karşı karşıyasınız. 1248 yılında inşaatına başlanmış, ancak savaşlar ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle tamamlanması tam 632 yıl sürmüş.
1880 yılından beri ziyarete açık olsa da, savaşlar katedralin peşini bırakmamış. İkinci Dünya Savaşı’nda, katedralin bazı yerleri atılan bombalar sebebiyle siyah isle kaplanmış. Bu siyah isin boyanmamasının sebebi ise, savaşları ve yaşanan acıları unutturmamakmış. Bir diğer ilginç bilgi de, katedral İkinci Dünya Savaşı sırasında isle kaplanması dışında zarar görmemiş. Hatta katedralin olduğu bölge, şehrin bombalanmayan tek yeriymiş. Bunun sebebi de, İkinci Dünya Savaşı sırasında savaş pilotlarının geceleri yönlerini bulmak için bu yapıyı kullanmasıymış.
Bugün Katedral’in dışında siyah isleri hala görebiliyorsunuz. Savaş dönemlerinden kalma siyah isleri boyamamalarının sebebi savaşı ve getirdiği acıları unutturmamak içinmiş.
Katedral yaklaşık 8000 metrekarelik bir alanı kaplamaktaymış. Katedralin iki kulesinin uzunluğu, 1248’de ilk planında olduğu şekilde, 157 metreymiş. Gerçekten çok görkemli bir katedral. Yılda yaklaşık 6 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyormuş. 500 basamak tırmanırım derseniz, Katedralin tepesinden çok güzel bir şehir manzarası görebilirsiniz.
Ludwig Müzesi
Ludwig Müzesi, çağdaş sanatı sevenler için oldukça ilgi çekici bir müze. 1976 yılında açılan müze, Köln Katedrali ve tren istasyonunun hemen yanında yer alıyor. Müzede, Rembrandt ve Renoir gibi bilinen sanatçıların eserlerini de görmek mümkün. Pazartesi günleri kapalı. Müzeyi gezmek için en iyi gün, tüm mağazaların kapalı, sokakların bomboş olduğu Pazar günü.
Roma-Germen Müzesi
Ludwig Müzesi’nin hemen yanındaki Roma-Germen Müzesi’nde, Köln ve çevresindeki arkeolojik kazılarda ortaya çıkan eserler sergileniyor. En bilinen eserlerin başında da Dionysos mozaikleri ve 1. yüzyıldan kalma 15 metre yüksekliğindeki mezar anıt geliyor. Müzenin binasıyla ilgili ilginç bir bilgi: Müzenin binası inşa edilirken, bu alanda 3. yüzyıldan kalma bir evin kalıntılarına rastlanmış. Evin ana odalarından birinin zemininde bulunan Dionysos mozaikleri yerinden kaldırılamadığı için, müze bu mozaik çevresine konumlandırılmıştır.
Hohenzollern Köprüsü
Köln de, tıpkı Düsseldorf gibi, Ren nehrinin ikiye ayırdığı şehirlerden biri. Hohenzollern köprüsü de şehrin iki yakasını birbirine bağlayan köprü. Köprü üzerinden yürüyerek geçmek mümkün. Aynı zamanda bir tren yolu da köprü üzerinden geçiyor.
Köprüde yürürken, Paris’teki “Pont des Arts” (Aşıklar Köprüsünü) hatırlayacaksınız. Bu köprü üzerinde de bir sürü “aşk” kilidi var. Öğrendiğim kadarıyla ilk olarak 2005 yılında bir çiftin astığı kilit ile, köprü aşıklar köprüsüne dönüşüyor. Paris’teki ile benzer şekilde, asma kilidi asan çiftler, daha sonra sonsuz aşk için kilidi Ren nehrine atıyorlar J Asma kilit açılmadığı sürece aşklarının devam edeceğine inanıyorlar.
Bence en güzel Köln Katedrali manzarası bu köprü üzerinden görülüyor. Özellikle de gün batımında. Eğer bir gününüz varsa, köprünün öbür yakasında çok fazla zaman kaybetmeyin. Sadece köprünün üzerinden Köln Katedrali manzarasına bakın J Gezilecek yerlerin hemen hemen hepsi Köln Katedrali’nin bulunduğu tarafta yer alıyor.
Eski Şehir Meydanı
Avrupa şehirlerinin her birinde karşımıza mutlaka bir şehir meydanı çıkar. Köln’ün eski dönemlerde pazar yeri olarak kullanılan şehir meydanı, bugün kafe ve restoranlarla dolu.
Great Saint Martin Kilisesi
Eski Şehir bölgesinde yer alan Great Saint Martin Kilisesi ilk olarak 1150-1250 yılları arasında inşa edilmiş ancak 2. Dünya Savaşı sırasında gördüğü için uzun yıllar yenilenme sürecinden geçmiş. Bu kilisenin bir tarafı Eski Şehir Meydanı, diğer tarafı ise Fischmarkt olarak adlandırılan küçük ve renkli evlerle çevrili bir meydan.
Köln’ün merkezi neresi derseniz, benim için Fischmarkt meydanı derim. Rengarenk binalarla çevrili Eski Şehir Merkezi, Köln’e gelindiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri. Görmekten de öte, bu meydanda bir kahve içmek şart. Eski Şehir Meydanı, aynı zamanda Köln’ün en popüler fotoğraf noktalarından biri. Arkanıza renkli binaları ve Great Saint Martin Kilisesi’ni aldığınızda, Köln’deki en güzel fotoğraflarınızdan birini çekilmiş olacaksınız. Konum için buraya tıklayabilirsiniz.
Alışveriş Caddeleri:
Hohe Caddesi
Hohe caddesi, Köln’ün en meşhur alışveriş caddesi. Bu cadde, hem lüks hem orta düzeydeki mağazaları bulabileceğiniz, şehrin en işlek caddelerinden bir tanesi. Pazar günleri tüm mağazaların kapalı olduğunu lütfen unutmayın. Türkiye’de olmayan, fiyatları da orta seviyede olan favori mağazalarımdan Muji (kırtasiye ve ev eşyası) ve Hema da (görmeseniz ihtiyacın olabileceği aklınıza gelmeyecek ev eşyalarının bulunduğu bir mağaza) bu cadde üzerinde. Bunlara ek olarak, ilgisi olanlar için, cadde üzerinde bir Lego store da bulunuyor.
Caddeyi gezerken elim de bir atıştırmalık olsun derseniz Frites Belgique’ten soslu patates kızartması alabilir, üzerine de Merzenich veya Marra Laugenbackerei pastanelerinden Alman çöreği “pretzel” alabilirsiniz.
Schildergasse
Hohe dışındaki bir diğer meşhur caddesi de: Schildergasse. Burada da farklı mağazalar bulabilirsiniz.
Ekstralar:
Benim daha uzun zamanım var diyenler için, Köln’de gezilebilecek diğer yerleri de aşağıda belirtiyorum.
Köln Teleferiği
Avrupa’nın nehir üzerinden geçen ilk teleferiği unvanına sahip Köln Teleferiği ile Ren nehrine kuş bakışı bakmak mümkün. Çok yavaş olması sebebiyle, rahatlıkla şehri izleyebiliyorsunuz. Ancak konum olarak şehrin merkezinin dışında bulunuyor. Köln’de uzun süre kalacaksınız listenize eklemelisiniz.
Çikolata Müzesi
Kakaonun tarihinden, çikolata yapımında kullanılan malzemelere kadar çikolata hakkında pek çok detayı öğrenebileceğiniz bir müze. Birden fazla gününüz varsa burayı da programınıza dahil edebilirsiniz.
Altenberg Katedrali (Bergischer Dom)
1259 yılında yapılan ve gotik mimarisiyle “Köln Katedrali’nin kuzeni” olarak da bilinen Altenberg Katedrali’nin içerisi oldukça ihtişamlı. Avrupa’da hem Katolik hem de Protestanlar tarafından ortak olarak ibadet yapılabilen tek kilisedir.
Neler yiyelim?
Kölsh – Köln Birası
Köln’ün en meşhur birası ise Kölsh. İnce küçük bardaklarda servis edilen Kölsh birası, oldukça yumuşak içimli bir bira. Bardağınız bittiğinde, garsonlar hemen bir yenisini getiriyorlar. Türkiye’de çay dağıtılan metal tepsiler gibi, Köln’de de Kölsh dağıtılan metal tepsiler var. İçtiğiniz bardak adedini takip edebilmek için de, bardak altlığınıza birer çizik atıyorlar. Daha fazla içmek istemediğiniz noktada, bardak altlığınızı bira bardağınızın üzerine kapatmanız gerekiyor. Karton bardak altlıklarınızdan bir tanesini hatıra olarak alabilirsiniz 🙂
Sosis ve Patates Püresi
Alman şehirlerinde dön dolaş aynı tavsiyeyi versem de, Köln’e geldiğinizde yine olmaz olmaz yemek: Sosis ve patates püresi. Tabii farklı lezzetleri de var, ancak bizim damak tadımıza en yakın olanı kesinlikle bu. Köln’de de, Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi bira evleri var (Brauhaus). Yemek yediğim en güzel bira evleri: Fruh ve Peters Kölsh. Restoranların konumlarını görmek için isimlerinin üzerine tıklayabilirsiniz. Bunlar aynı zamanda kendi Kölsh’lerini üretip servis ediyorlar. Ben farkı çok anlamasam da, farklı Kölsh’ler denemek isterseniz bu iki yeri ziyaret edebilirsiniz.
Alman pastaları – Cafe Reichard
Şimdi harika bir pastane önereceğim: Cafe Reichard. Köln Katedrali’nin tam karşısında konumlanmış bu kafede, kendinizi eski zamanların kafelerinde hissedeceksiniz. Fiyatlar biraz ortalamanın üzerinde, ancak özellikle soğuk havalarda Köln’deyseniz, bu sıcak ortam, vereceğiniz paraya değecektir. Girer girmez, kendinizi tatlı büfesinde kaybedeceksiniz. Özellikle karaorman pastaları oldukça meşhur. Ancak diğerleri de o kadar lezzetli görünüyor ki, seçmek oldukça zor. Tatlı dışında yemek olarak da pek çok seçenek mevcut.
Bu kafenin, güzel tatlıları dışında ilginç bir özelliği daha var: Tuvaletleri. Bir tuvalet ne kadar ilginç olabilir demeyin. Tuvalete girdiğinizde tuvaletlerin kapılarının saydam olduğu göreceksiniz. Kapılar ancak siz içeriye girip kapıyı kilitledikten sonra saydamlığını kaybediyor ve normal bir kapıya dönüşüyor. Benim gibi ne olduğunu anlayamayanlar, birkaç dakika ne yapmalıyım diye düşünüyor J Ben sizi önceden uyarmak istedim!
– Hans Im Glück: Burada mutlaka tatlı patates kızartması yemelisiniz. Bir Alman hamburger zinciri olan Hans Im Glück ile, diğer Alman şehirlerinde de karşılaşabilirsiniz. Ben Alman yemeklerinden sıkıldım diyenler için bence en güzel seçenek. Düsseldorf ve Bonn’da olduğunu gördüm, Almanya’da gideceğiniz şehirde olup olmadığına mutlaka bakın derim.
Hediyelik neler alalım?
– Köln’ün meşhur kolonya markası No: 4711’de çeşit çeşit kolonya bulabilirsiniz. Merkeze en yakın mağazanın konumu için buraya tıklayabilirsiniz.
– Kölsh biralarını da ister merkezden, ister havaalanlarından satın alabilirsiniz.
– Alışveriş caddelerinde (Hohe ve Schildergasse) aradığınızı bulamazsanız, şehrin en büyük alışveriş merkezlerinden birisi olan Opern Passagen’a gidebilirsiniz.
– Yukarıda da bahsettiğim gibi, Avrupa’nın pek çok yerinde bulabileceğiniz Hema, Muji gibi mağazalardan ve Almanya’da bulabileceğiniz Nanu mağazalarından hediye seçenekleri bulabilirsiniz.
Köln, her ne kadar Almanya’nın dördüncü büyük şehri de olsa, birkaç günlük Almanya gezisinin duraklarından biri olmaya aday, küçük ve sevimli bir Alman şehri.
En yakın zamanda görmeniz ve yorumlarınızı belirtmeniz dileğiyle!
Avrupa’nın diğer şehirlerine ait gezi yazılarım için buraya tıklayabilirsiniz.
Diğer seyahatlerim için seyahatlerim sayfasına tıklayabilrsiniz.
Ayrıca instagramdan da beni takip etmeyi unutmayın!
Sevgiler,
Pırıl