On iki adaların en büyüğü ve başkenti: Rodos. Rahatlıkla 4-5 gün geçirebileceğiniz, özellikle yaz aylarında denizine doyamayacağınız bir ada. En güzel yanı da Marmaris’ten sadece bir saatlik feribot mesafesinde olması.
2400 yıllık bir tarihi olan Rodos, “Şövalyeler Adası” olarak da biliniyor. “Eski şehir” olarak bilinen merkezi, Ortaçağ döneminden kalan bir kalenin içerisine kurulmuş . Özellikle en ünlü yerlerinden “Şövalyeler Sokağı”nda yürürken, kendinizi Ortaçağ döneminde hissedeceksiniz.
Yeri gelmişken: 12 Adanın ismi, adaların sayısından değil, Osmanlı döneminde 12 üyeli meclisle yönetilen adalardan geliyor. 12 Adalar aslında 150 büyüklü-küçüklü adadan oluşuyor. Rodos ise 12 Adaların başkenti.
Rodos ulaşalım: Ne kadar kalalım?
Marmaris’ten 1, Fethiye’den 2 saatlik feribot yolculuğu ile Rodos’a rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Marmaris’ten ulaşım için feribot biletine buradan ulaşabilirsiniz.
Her gün sabah 9.15’te Marmaris-Rodos, akşam 18.00’de Rodos-Marmaris seferi mevcut. Ancak bu adanın, aynı gün gidiş-dönüş yapılamayacak kadar büyük olduğunu unutmayın. En azından 3 gece geçirmenizi öneririm.
Rodos’a Schengen vizesi ile girilebiliyor. Ancak Mayıs 2022 tarihi itibariyle henüz kapı vizesi, pandemi sebebiyle açılmamış durumda. Güncelliğini kontrol etmenizi öneririm.
Rodos’ta nerede kalalım?
Rodos’un eski şehir kısmı (“Old Town”) konaklama için en ideal yer. Old Town, 6 kapılı kalenin içerisine kurulu bir merkez. Burada fiyatlar kalenin çevresindeki otellere kıyasla daha yüksek. Ben daha önce hem Old Town hem Old Town çevresindeki yeni bölgede konakladım. Açıkçası merkezdeki mesafeler oldukça yakın. Bu sebeple bütçenize uygun otel arayışındaysanız, Old Town çevresindek yerleri de değerlendirebilirsiniz.
Old Town dışında, ama Old Town’a da yürüme mesafesindeki Sperveri bunlardan biri, aile işletmesi oldukça sevimli bir yer. Buna ek olarak, Lindos için de FCharm hem fiyat açısından, hem de Saint Paul koyuna yakın olması açısından tercih edebileceğiniz bir yer.
Türkiye’deki konaklama ücretleri son yıllarda ciddi arttığından dolayı biz tatilimizi bir gece de 5 yıldızlı otel konaklaması olarak uzattık. Böylece tatilimize tamamen dinlenme ve otelde denize girme odaklı bir gün daha ekledik. Böyle bir durumda Faliraki ve Kalithea bölgelerindeki 5 yıldızlı otelleri değerlendirebilirsiniz, özellikle fiyatları Türkiye’deki muadillerine göre oldukça uygun kalıyor.
Araç kiralama
Rodos büyük bir ada olduğundan ve özellikle Lindos’u görmek istiyorsanız (ki görmenizi öneririm) araba kiralamak gerekiyor. Otobüslerle de ulaşım sağlayabilirsiniz, ancak araç kiralayarak zamanı daha özgürce değerlendirmek mümkün.
Araba kiralama için 10/10 hizmeti olan bir yer önereceğim: J&D Rent a car. Hem diğerlerine göre daha uygun fiyatlar sunuyorlar, hem de aracı otelinizin kapısına kadar getiriyorlar. Ayrıca dönüş için de liman çevresindeki park yerlerinden birine bırakmanız yeterli oluyor. Buraya tıklayarak websitelerine ulaşabilirsiniz.
Rodos’ta her yerde ücretsiz otoparklar var bu sebeple hiç otopark ücreti ödemedik.
Neler yapalım?
Old Town (Eski şehir):
Rodos, Unesco’ya göre en iyi korunmuş Ortaçağ şehirlerinden bir tanesi. Eski şehir dediğimiz bölge, 6 kapısı olan bir kalenin içerisi. Eski şehir içerisindeki her sokağı kaybolarak yürüyebilirsiniz.
Turunuzu atarken görmeniz gereken birkaç güzel yapı var, bunları özellikle listenize eklemenizi öneririm:
- Saint Paul kapısından kaleye (eski şehre) girdiğinizde, Afrodit Tapınağı yıkıntıları ile karşılaşacaksınız.
- Hipokrat Meydanı şehrin ana meydanı, kafelerle dolu bir meydan.
- Şövalyeler Sokağı’nda yürürken Ortaçağ izlerini her yönde görebilirsiniz.
- Büyük Üstatlar Sarayı ise Şövalyeler sokağının hemen sonunda yer alıyor.
- Merkezde bulunan Süleymaniye Camii ise Kanuni döneminde yaptırılmış.
Eski Liman:
Eski şehrin dışında olmasına ve bugün kalıntıları dahi kalmamış olmasına rağmen bir zamanlar burada nasıl böyle bir yapı varmış hissini duyabilmek adına burayı görmenizi öneririm. Rodos heykeli burada bulunuyormuş. Aşağıda heykeli görebilirsiniz.
Şehri kuşatmadan kurtarılan Rodos halkı kendi Tanrılarına teşekkür etmek için MÖ 304 yılında, limanın girişine Güneş Tanrısı Helios’un heykelini inşa etmişler. O kadar görkemliymiş ki, Antik Dünya’nın yedi harikasından biri olarak kabul ediliyor. İnşa edildikten 60 yıl sonra ise, büyük bir depremle yıkılmış. Şu anda maalesef, bu eserin kalıntılarını dahi görmek mümkün değil.
Lindos:
Bembeyaz evleriyle Lindos’u Santorini’ye benzetenler var. Hem dar, şirin sokakları hem de nefis deniziyle bence Rodos gezisinin olmazsa olmazı. Lindos adanın farklı bir ucunda, merkeze yaklaşık 45 dk’lık bir araç mesafesinde. Bu sebeple eğer geç dönerim, gece araba sürmeyi de sevmem diyorsanız, Lindos’ta konaklayabilirsiniz. Otel değiştirmek bir gece için zor gelebilir ancak gecesi de oldukça keyifli, o sebeple üşenmeyenlere bir gece Lindos’ta konaklamayı tavsiye ederim. Özellikle Akropolis’in ışıklı halini görebileceğiniz bir restoranda / terasta oturmak çok keyifli.
Ek olarak Lindos’ta MÖ 6. yüzyılda yapılmış Akropolis Lindos’a gelince görülmesi gereken bir yapı. 116 metre yükselikte, kayalıkların üzerine inşa edilen Akrpolis’i dönem dönem Romalılar, Bizanslılar, Osmanlılar ele geçirmiş. Akropolis’e çıkarken bembeyaz Lindos manzarasıyla çıkıyorsunuz. Girişi 12 Euro, burada en az bir saat geçiriliyor.
Lindos’un en güzel yanlarından biri de plajları. Ana plajının yanı sıra, özellikle Saint Paul koyu oldukça popüler. Bunlardan aşağıdaki bölümde detaylıca bahsedeceğim.
Not: Rodos’ta gezilecek yerleri araştırdığınızda karşınıza Kelebekler Vadisi de çıkacak. Özellikle sıcak havada burayı gezmenin zorlu olacağını ve kelebek sayısının da sınırlı olduğunu unutmamanızı tavsiye ederim.
Yazın en güzel yanı: Rodos’ta hem deniz hem lezzetli yemek bir arada
Rodos’ta denize girelim, yanına da güzel yemekler yiyelim dediğinizde aşağıdaki yerleri gözüm kapalı öneririm. Hemen hemen tüm plajlarda 2 şezlong ve bir şemsiye 12 Euro, bu rakam Tambakio’da (Lindos) 30 Euro. Ancak plajlara giriş ücretsiz, tüm koylarda havlunuzu serip oturmak da bir seçenek.
- Tambakio (Saint Paul’s Bay): Lindos’un en popüler deniz lokasyonu. Restoranında fiyatlar ortalamanın üzerinde, ancak herhangi bir ücret ödemeden, kendi havlunuzu götürüp kumlara serebilirsiniz.
- Anthony Quinn: Hem merkeze yakın hem de denizi çok ama çok güzel. Bu koyda, Anthony Quinn’in oynadığı “The Guns of Navarone” filmi çekilmiş. Anthony Quinn’in bu koyu o kadar sevdiği ve bir zamanlar satın almak için baya uğraştığı söyleniyor. Deniz gerçekten çok güzel, akvaryum gibi. Restoranın da koya tepeden bakıyor olmasını özellikle çok sevdim.. Ayrıca ilgilenenler için su altı dalışı imkanı da var. Ladiko koyu da Anthony Quinn koyunun hemen girişinde. Yer bulamazsanız, Ladiko’yu da tercih edebilirsiniz.
- Stegna Kozas: Denizi diğer önerilerime göre daha dalgalı olabiliyor, ama adadaki en iyi deniz ürünlerini burada yiyeceksiniz şüphesiz. Özellikle vinegar octopus (sirkeli ahtapot salatası), deniz mahsullü saganaki (sosu inanılmaz) ve deniz mahsullü risotto çok lezzetli.
- Santa Marina: Ne kadar rüzgar olursa olsun, burası en sakin koylardan biri. Feribotumuzu iptal edecek seviyede rüzgar olmasına rağmen burada rahatlıkla oturabildik 😊 Hem yemekleri oldukça lezzetli hem de fiyatları ortalamanın üzerinde.
- Oasis Beach: Burası denizinden çok özellikle eğlencesi için tercih ediliyor. Deniz daha çok kayalık, kum alan az. Kayanın içerisi oyularak yapılan bir bar var. Ayrıca gün içerisinde sürekli müzik çalışıyor. Gün batımında burada olmak en güzeli.
Sadece merkezde kalıyorsanız ve çok az zamanınız varsa Elli Beach limana oldukça yakın bir plaj. İlk tercihim olmaz ama denize girmeden adadan dönmeyelim, çok da az zamanımız var diyenler için listeye alınabilir.
Rodos’ta Neler yiyelim?
Old Town:
Rodos Old Town bölgesinde çok güzel restoranlar var. Burada en azından 1-2 gece geçireceğinizi düşünerek, Old Town restoran önerilerimle başlayayım. Hepsini denedim, bayıldım!
- Romios: Rodos Old Town’da, tatlı bir arka bahçesi var. Ayrıca fiyatları bölgeye göre çok uygun, kişi başı 20-25 Eur civarında çok rahatlıkla doyabilirsiniz. Tarama, bouyourdi (feta peynirinin domates ve biberli fırınlanmış hali), portakallı ızgara ahtapot ve stuffed grilled calamari (içi peynir dolgulu ızgara kalamar) mutlaka deneyin! Ne sipariş verirseniz verin, sizi lezzet olarak üzmeyecektir. Özellikle deniz ürünü yemek için en iyi restoranlardan biri.
- 4 Rodies: Burasının hikayesi çok güzel. “Rodia” nar ağacı demekmiş, adını bahçedeki 4 nar ağacından alıyor. Aynı zamanda ailenin de 4 çocuğu var ve şu anda restoranı onlar işletiyor. 5/5 puanı olan bir yerdi, gerçekten de hak ediyor. Deniz ürününden çok daha lokal yemekleri deneyebileceğiniz bir yer. Ayrıca kopanisti (baharatlı feta peyniri) ve nar ekşiki 4 Rodies salata çok lezzetli. Ancak dolmades (bizdeki yaprak sarma) bizde daha iyi, bunu pas geçebilirsiniz 😊 Yine kişi başı 20-25 Eur civarında çok lezzetli yemekler yiyebilirsiniz. Lokasyonu Old Town’un biraz dışında, ancak yürüyerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
- Ta Petaladika: Burayı da yine deniz ürünleri için tercih edebilirsiniz. Aynı zamanda kızarmış kabak Yunan adaları klasiklerinden. Buradaki fiyatlar da gayet iyi. Hafif de müzik eşliğinde hem sohbet edebileceğiniz hem lezzetli yemek bulabileceğiniz bir restoran.
Biraz da kafe ve tatlı / kahvaltı:
- Phornariko sokağının köşesinde, Yunan tatlılarının tümünü tadabileceğiniz kafeyi listenize ekleyebilirsiniz. Yolunuzun geçmemesi mümkün değil. Tatlı krizlerine birebir!
- Old Corner Bakery Shop’ı da kahvaltı / kahve / tatlı için listenize alabilirsiniz.
Lindos’a gidenler için:
- Mavrikos: Deniz ürününden hala sıkımayanlar için, burayı önerebilirim.
- Gelo Blu: Dondurma yemeden dönmem diyenlere, Gelo Blu’dan bir dondurma 😊
- Yannis Bar: Bir akşamüstü birası, ortaya atıştırmalık için en güzel yerlerden. Yoldan gelip geçeni izleyerek, soğuk bir Mythos yudumlayabilirsiniz. Aynı zamanda akşam için de güzel bir alternatif.
- Akres Lindos: Burası “fine dining” sayabileceğimiz, porsiyonları küçük bir restoran. Harika bir terası var, Akropolis’in ışıklı haline bakarak kokteyl yudumlamak için Akres’i tercih edebilirsiniz. Oldukça şık bir şef restoranı.
Yemek üzerine müzik dinlemeye / bir şeylere içmeye devam etmek isterseniz Macao ve Alter Ego’ya bakabilirsiniz.
Rodos hem ulaşım kolaylığı hem de denizi, tarihi ve lezzetli yemekleriyle yaz aylarında favori rotalardan biri olmaya aday. En yakın zamanda Rodos kıyılarında keyif yapabilmeniz dileğiyle!
Avrupa’nın diğer şehirlerine ait gezi yazılarım için buraya tıklayabilirsiniz.
Diğer seyahatlerim için seyahatlerim sayfasına tıklayabilirsiniz.
Ayrıca instagramdan da beni takip etmeyi unutmayın! “Rhodes” hikayelerinde, önerdiğim yerlerin konumunu da görebilirsiniz.
Sevgiler,
Pırıl